Tatmin olabilmek
Geleceğin özlemiyle yaşamaya o kadar kaptırdık ki kendimizi, günün tadını çıkarmayı unuttuk adeta.
İlkokuldayken liseye gelmenin hayali, daha sonra ehliyet alma macerası, daha sonra üniversiteye girme çalışmaları, daha sonra mezun olma zorlaması, para biriktirme sevdası, evlenme hayali, askerlik …
Hep bunlar geçecek, o güzel günler gelecek ! ümidiyle yaşamaktan anın tadından mahrum kalıyoruz. Belki de kendi elimizde olan bir durum değil, belki şartlar bizi buna itiyor. Bilemiyorum.
Bu zaten hep düşündüğüm bir şey, neden şimdi yazdım? 58 yaşındaki bir savcı ile tanıştım. Muhabbet muhabbeti açtı adam adeta bu cümleleri kullandı. Hayatım boşa geçmiş gibi geliyor, anın tadını çıkaramadım, hep geleceği hayal ettim, dedi. Değişik hissettim. Demek ki bu his yaş ilerledikçe de geçmiyor.
Buna bir çözüm bulmak gerek! dedim işte o an. Zamanla çözülen bir şey yok bu konuyla alakalı demek ki… Bir çözüm bulmak gerek !
Çözümü ne mi? Henüz bulamadım, arıyorum hala…
Bir kaç düşünce var aslında.
Ne kadar az takarsan o kadar çok mutlu olursun. Ne kadar az düşünürsen o kadar mutlu olursun. Az insan tanırsan mutlu olursun. Tatmin olmayı öğrenmek gerek.
Ha bunların hangisi realiteyle bağdaşıyor diye sorarsanız…
İşte bu yüzden hala çözüm arıyorum, bulamadım…